Bangalore'a Doğru
Şubat ayı tatilini anlatmak uzun sürecek, Mart'ı öne alayım demiştim. Artık Şubat'ı anlatabilirim.
"Dünya bir gaz ve toz bulutuydu" kadar erkene gitmeyeceğiz, hayır. ama biraz daha geriden başlayacağız. 2008-2009 arasında, hatırlanmaya değer koca bir yılı beraber geçirdiğim insanların bir kısmından bahsedeceğim size.
2008 Eylül'ünde, Manchester'in en tatlı çiftinin, Manchester'in en huzurlu yerindeki evinden, okula uzak olduğu için ayrıldım. Evet, o zaman da tembeldim =) Yurttaki odama yerleştim - bu odayı bayıla bayıla seçmiştim, çünkü odayı gezerken şöyle bir bakmış, ortak salonda Tabu, rengarenk bardaklar falan görünce "eğlencee!" diye düşünmüştüm. Eğlenceliydi, doğru. Eşyaları yerleştirip mutfağa geçtiğimde, tezgaha koyduğum elim olduğu yere yapışınca fark ettim ki, oda aynı zamanda dağınıktı, epeyce de kirliydi. Önce şöyle detaylı bir temizliğe girişmeyi düşündüm. Hemen vazgeçtim - hep ben mi temizleyecektim canım? Sonra küçük notlar yazmayı düşündüm, "etrafı temiz tutun" diye. Bu fikirden daha çabuk vazgeçtim, ilk günden "kıl" insan olmamalıydım. Etrafı temizleyip küçük notlar bırakmaya karar verdim...
...iki hafta sonra bir akşam üzeri. Ortak salonda sekiz kişiyiz. Chai (bu nektarın tarifini ayrıca vereceğim) yapmışız, kahkahalarla sabah derslerinde olanları konuşuyoruz. Tezgahın üzeri silme bulaşık dolu. Yazdığım notların üzerine kim bilir neler sıçramış, yazılar akmış. Hiiç umurumda değil. İşte bir grup Hindu tarafından bir nevi evlat edinilişim böyle başladı.
Sonraki aylar da aynı huzur, mutluluk ve bittabii dağınıklıkla geçti. Bizim mutfak, senenin başlangıcında ortak mutfak olarak belirlenmiş, o yüzden de bizim binada yaşayan dört daire, mutfak alışverişini hep birlikte yaptık, yemekler bizde pişti, hep birlikte yendi. Hayatımda tanıdığım en sakin, en mütevazı, en dürüst, en hesapsız insanlarla geçirdiğim bu zamanın yerine herhangi bir şey koyabilir miyim, bilmem.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler.