Uyku, biraz uyku...
Uyku. Dinlenme, tazelenme. Güneş uyurken zihni de nadasa bırakma. Ama zihin uyumuyor ki. REM uykusu demişler, kepenkler kapalı ama gözler bile uyumuyor. O zaman uykuya yattığımızda uyuyan nedir, kimdir?
Hab. Uyku. Rüya. Kendine göre bir alem, âlem-i hâb. Uyuyanlar alemi.
Uyku. Canlının en savunmasız olduğu hal. Yüzünün en sakin göründüğü. Olan bitenden en bihaber olduğu. Yarı ölüm hali.
Uyku, ölümle kardeştir. Thanatos ve Hypnos, karanlık ve gecenin çocuklarıdır, Erebos ile Nyx'in. Hypnos'un başının tek tarafındaki kanat bundandır, Thanatos uykuya fazlaca kapılanları alıp gider, ama Hypnos tek kanadıyla sadece âlem-i hâb'a taşıyabilir. Hypnos'un oğlu Morpheus bekler kapıda, rüyalarda görülen suretler Morpheus'un armağanıdır. Acı çekenlere de dermandır Morpheus.
Şu pre-Raphaelite'lere de bir bakın aklınızdayken. Bir çağın kapanışını, yeni bir çağın bütün haşmeti ile üzerlerine çöküşünü şaşkınlıkla karşılayışlarını, öfkelerini, beklentilerini görün. Yeni olanın iyi olanı getirmesinin ne kadar zaman aldığını da düşünün sonra. Onların denk geldiği sanayi devrimi mesela... İlk basit dokuma makinesinden, bugün neredeyse insansız işleyebilen entegre tesislere ulaşırken yolda neler geçirdik mesela. Neyse, başka yazılara.
Mutlu geceler, iyi uykular...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler.