Starımız bir gün Somali'ye gider...

Olaylar gelişir.

Somali'ye giden heyetteki insanların ilkokul çocuğu kıvamındaki "bu insanlar için neler hissetmemiz gerektiğini gördük, onlar için çabalamamız gerektiğini gördük" yorumları için alkış istiyorum. Ayyh çok şekerler, maşallah. Bir de kendilerini, belli ki Bebek-Etiler ekseninden çıkmayan nazik ayaklarını azıcık yorup, bir benzeri ancak Brezilya'da görülen Şişli sokaklarındaki gökdelenli teneke barakalı sosyoekonomik uçurumu görmeye, Dolapdere'ye, Zeytinköy'e, yolsuz-telefonsuz Karadeniz köylerine, ailesi süt parası bulamadığı için ölen iki aylık bebeklerle ilgilenmeye davet ediyorum. Yetkililerden birinin ise "Türkiye'nin burada açılacak ihalelere girmesi lazım, Arap şeyhlerinin buralara yatırım yapması lazım, batılı ülkelere bırakmamak lazım" şeklindeki açıklamasını ise ağzım on karış açık dinledim, pes diyorum. Yetkilinin adını, görev ünvanını bilmem ama bu beyanat muhtelif dillere çevrilip yabancı basında yer aldığında Türkiye'nin alacağı tepkileri merak ediyorum. Çocukluğumdan beri her beş senede bir nedense sadece Somali'nin belli kesimlerinde boy gösteriveren, kronik sefalet açlığa karşı bir anda deus-ex-machina haşmetiyle ufukta beliren, ortalığı yardım cennetine çeviren, açlığa gündelik çözümler üreten ama ortadan bir türlü kaldıramayan, dünyanın geri kalanına kör bakan kitleye ise söyleyecek söz bulamıyorum. Ajda Pekkan'ı çok seviyorum, ama lütfen sadece şarkı söylesin. Ana fikir bu.

Yorumlar