4) Bir Şiddet Türü Olan Mobbing'in Kurbanı Kimdir? Mobbing'e Kim Başvurur? Mobbing Nerede Olur?
Mobbing Bir Şiddet Türüdür!
Dar anlamda şiddet, fiziksel şiddeti tanımlar. Geniş anlamda şiddet ise, insan üzerindeki fiziksel ve ruhsal etkileri dolayısıyla, bir şekilde hissedilen şiddettir. Türkiye’nin de üyesi bulunduğu Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), işyeri şiddeti tanımını, sadece fiziksel hareketlerle sınırlamayıp bunun yanında pasif ve psikolojik hareketleri de içerecek biçimde genişletmektedir. Yani: şiddet, sadece kaba biçimi ile fiziksel özellikte olmayıp, ekonomik, siyasal ve psikolojik niteliklerde de olabilmektedir. Şiddetin soyut biçimi olan mobbing, fiziki şiddetten daha tehlikelidir ve daha kalıcı psikosomatik etkiler bırakabilmektedir. Bu bağlamda mobbing de işyeri şiddeti listesinde yer almaktadır (www.mobbingturkiye.net).
Mobbing’e Uğrayanlar Kimlerdir?
“Araştırmacılar,mobbinge maruz kalanların bazılarının otuzlu yaşlarda olduğunu, bazılarının ise, lisans üstü eğitiminin olduğunu vurgulamaktadırlar.Mobbing yapılan kişi, savunmasız ve yardım alamaz bir duruma itilir. Bu eylemler uzun bir süre boyunca sıklıkla uygulanır. Bu sendromu yaşayanlar, sonunda kendi istekleriyle veya zorunlu olarak istifa etmekte, kovulmakta veya erken emekliliğe zorlanmaktadırlar. Bu, mobbingdir: duygusal taciz yoluyla işyerinden ihraç edilme. Ne yazık ki kurbanlar, hatalıymış ya da kendi çöküşlerini kendileri hazırlamış gibi gösterilmektedirler.Dr.Leymann, kendisine işyerinde zor kişiler olarak bildirilen kişileri araştırmış ve bunların başlangıçta zor olmadığını belirlemiş, davranışlarının kalıtsal bir kişilik bozukluğu olmadığını ortaya çıkarmıştır. İşyeri yapısı ve kültürünün bu insanların “zor” sıfatıyla damgalandıkları ortamı yarattığını belirlemiştir. Bir kez zor olarak tanımlandıklarında, şirketlerin onları kovmak için başka nedenler yarattığı belirlenmiştir.”
Mobbing mağdurlarının profili çeşitlilik gösterse de araştırmacılar, mağdurların otuzlu yaşlarda, lisans üstü eğitimli, çalıştıkları yere olan bağlılıkları ve yaptıkları işle özdeşleşen insanlar olduklarını ve yaratıcılıkları ve ürettikleri yeni fikirlerin diğerlerini rahatsız etmesi nedeniyle mobbinge maruz kalma olasılıklarının fazla olduğunu belirtiyor: çoğu durumda mobbing kurbanları, daha yüksek mevkilerdekilere tehdit oluşturdukları için mobbingin hedefi olarak seçiliyor (http://sozluk.sourtimes.org/ : ranian, 01.07.2004 ve Davenport et al.). Mobbing yapılan kişi, savunmasız ve yardım alamaz bir duruma itilir. Bu eylemler uzun bir süre boyunca sıklıkla uygulanır ve bu sendromu yaşayanlar, sonunda kendi istekleriyle veya zorunlu olarak istifa eder, kovulur veya erken emekliliğe zorlanır ve ne yazık ki kurbanlar, hatalıymış ya da kendi çöküşlerini kendileri hazırlamış gibi gösterilir (ibid).
Mobbinge maruz kalan kişilerle yapılan görüşmelerde, istisnai kimseler oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Bu kişilerin çalışma hayatlarında zeka, yeterlik, yaratıcılık, dürüstlük, başarı ve kendilerini adama gibi, bir çok olumlu özellik gösterdiklerini belirtilmiştir (ibid). Daniel Goleman’ın tabiriyle duygusal zekaları gelişmiştir, kendi davranışlarını gözden geçiren ve yanlış yaptıklarını gördüklerinde, bunu düzelten insanlardır. Genellikle, ilkeli, başkaları tarafından değil, kendi kendilerini yönlendiren kişilerdir, akıntının götürdüğü yere gidenlerden değillerdir. Mobbing, bu tür insanların mesleki bütünlüğünü ve benlik duygusunu zedeler. Kişinin kendine yönelik kuşkusunu artırır. İşine bağlı kimseler genellikle çok sadıktır. Kuruluşun hedeflerine inanmışlardır. İşini çok iyi, hatta mükemmel yapan, ilişkileri olumlu ve çevresindekilerce sevilen, çalışma ilkeleri ve değerleri sağlam, bunlardan ödün vermeyen, dürüst ve güvenilir, kuruluşa sadık, bağımsız ve yaratıcı, zorbanın yeteneklerinden üstün özelliklere sahip olançalışanlara yönelebilmektedir (www.sendika.org). Bu çalışanlar, Çalıştıkları yerin saygınlığını önemserler, sessiz kalırlar, karşı eylem yapıp yapmamaya karar veremezler ve kuruluş içinde veya dışarıdan yardım aramaya pek yanaşmazlar. Uzun bir süre büyük acı çekerler. Çoğunlukla da, durumlarının karmaşık gerçekliğini anlamaktan uzaktırlar (Daveport et al.).
“Mobbing Türkiye’de çok çok yaygın. Kültürümüzün bir uzantısı olarak; geleneklere ve otorite sahibi büyüklerine uymayan, sorgulayan, yanlışlıkları ihbar eden, başarısıyla sivrilen, diğerlerinden farklı olan kişiler ortamdan çıkarılmak isteniyor. Yapılan az sayıdaki araştırmalar özel sektörde yaklaşık %30, kamu, tıp ve eğitim sektörlerinde yaklaşık %40 çalışanın yıldırma kurbanı olduğunu gösteriyor. Bizim genç ve işi zor elde eden toplumumuz susuyor, acı çekiyor. Türkiye için mobbingin maliyeti çok yüksek ve kavram yeterince bilinmiyor, hatta bilgi verildiğinde reddediliyor, devekuşu misali kafalar kuma gömülüyor” diyor, ve ekliyor: İşiniz ile ilgili mutsuzluğunuz sürüyorsa, isteksizlik ve bezginlik çekiyorsanız, haksızlığa uğradığınızı düşünüyorsanız, kendinizi öfkeli ve çaresiz hissediyorsanız ve bunların nedeni olarak
· Çözümlenmemiş bir çatışma, baş eğmediğiniz bir durum varsa,
· İşyerinde aşağılanma, tehdit edilme ya da dışlanmaya maruz kalıyorsanız
· Herkesin önünde küçük düşürülüyorsanız, alay ediliyorsanız
· İş performansınız hakkında haksızca yeriliyorsanız
· Sorumluluklarınızı yerine getirmenizi engelleyen mantık dışı uygulamalar yapılıyorsa
· İşten atılmayla tehdit ediliyorsanız
· Hakkınızda asılsız dedikodular çıkarılıyorsa
Bu davranışlar sürekli ve ısrarla yapılıyorsa; altı ay ya da daha uzun bir zamandır anlam veremediğiniz bu saldırılar sonucu özgüveniniz yara aldıysa, çok iyi yaptığınız bir iş konusunda kendinizi yetersiz hissetmeye başladıysanız, mobbing kurbanı olduğunuzu söyleyebiliriz (http://mobbingyardim.wordpress.com/).
İşyerinde bunu yaşayan, işgücü kaybına uğrayan, psikolojik çöküş yaşayan pek çok insan var. Ve girişte bahsettiğimiz zorunluluklar, alışkanlıklar, çekinceler ve çaresiz hissetme yüzünden susuyorlar. Oysa ki Türk İş Kanunu artık işyerinde psikolojik şiddeti de kapsıyor ve zorbalığa maruz kalan çalışanı koruyor.
“Mobbing Yapan Kimdir?
Zorbanın genel özellikleri ise Leyman’a göre aşırı kontrolcülük, korkak, nevrotik ve iktidar açlığı gibi niteliklerle tanımlanır. Zorba, birisini bir grup kuralını kabul etmeye zorlamak, düşmanlıktan hoşlanmak, can sıkıntısı içinde zevk arayışı gibi özelliklerle ortaya çıkar (Devanport et al.). Bunlara ek olarak Mobbingcinin kötü kişiliği, bunu patron olması nedeniyle ilahi hak olarak görmesi, şişirilmiş benmerkezcilik, narsist kişilik, çocukluk travmaları vs. de sayılabilir: Bodsky, Taciz Edilmiş Çalışan adlı kitabında; “taciz ya da rahatsız etme, insanların kendilerini ayrı tutma ve ayrıcalıklarını koruma için kurulu bir işleyişin olmadığı zaman başvurdukları bir yoldur” şeklinde tanımlamaktadır.
Araştırmacılar, mobbingcilerin eylemlerinin hayata ve farklılıklara değer vermemelerinden, sahtekarlık ve numaracılıklarından, şişirilmiş benlik algısı, yani kendini büyütme gereksiniminden kaynaklandığını ileri sürmektedirler. Mobbingcinin hareketlerinin çoğu, güvensizlik ve korkudan doğan kıskançlık ve hasetten kaynaklanmaktadır (ibid). Prof. Dr. Leymann’a göre insanlar, kendi eksikliklerinin telafisi için mobbinge başlarlar. Kendi adları ve konumları adına duydukları korku ve güvensizlik onları başka birini küçültücü davranmaya itmektedir. Leymann,insanların mobbinge başvurmasında dört temel neden görür:
1-birisini bir grup kuralını kabul etmeye zorlamak
Eğer kabul etmiyorsa, gitsin. bu cümle, bu dürtüyle hareket edenlerin düşünce biçimidir.
2-düşmanlıktan hoşlanmak
İnsanlar, hoşlanmadıkları kimselerden kurtulmak için mobbing yaparlar. Kuruluş hiyerarşisinin neresinde oldukları bunda pek bir rol oynamaz.
3-can sıkıntısı içinde zevk arayışı
Bazı sadist ruhlu mobbingciler, yaptıkları eziyetten haz duyarlar.
4-ön yargıları pekiştirmek
İnsanlar belli sosyal veya etnik bir grubun üyesi olduğu için, sevmedikleri kimselere karşı mobbing yapabilirler.
5-kötü kişilik
Psikiyatrist M. Scott Peck, kötü kişilik teorisinde, kötü insanların kendi hasta kişiliklerinin bütünlüğünü korumak ve sürdürmek için başkalarının ruhsal gelişimini, bu gücü kullanarak yok etmek istediklerini öne sürmektedir. Peck’in deyişiyle, kendilerini her türlü suçlanmanın üstünde gördükleri için, onları suçlayan herhangi birisine saldırmak durumundadırlar. Kusursuz benlik imgelerini korumak için, başkalarını feda ederler.
6-ilahi hak
Hornstein, örgütsel hiyerarşi içinde oldukları için, güçlerini istedikleri gibi kullanabileceklerini sanan patronların ilahi hakkından söz eder. Onlar için çalışan herkes kendiliğinden değersizdir. Bu çeşit davranışlar, stresli ve yüksek verimlilik gereken ortamlarda daha öne çıkabilir. Ayrıca yükselmeyi hedefleyenlerde, genellikle bir iktidar açlığı bulunur. Böyleleri lider değil,lidersidir. Suistimal,onların zayıflık ve değersizlik duygularını,konumlarının gücünü kullanarak telafi etmeye çalışmalarından kaynaklanır.
7-tehdit altındaki ben merkezcilik,şişirilmiş özdeğer
Rof F.Baumeister ve meslektaşlarının teorisine göre, insanları şiddete veya ezici davranışlara iten dürtü, tehdit altındaki ben merkezcilikten kaynaklanabilir. Özellikle de, şişirilmiş ya da hastalıklı bir özdeğer, bununla çatışan bir dış değerlendirmeyle karşılaştığı zaman, bunun açıklaması şudur: benlik anlayışının değerden düşürücü bir gözden geçirmeden kaçınma amacıyla, öfkenin dışa vurulması.
8-narsisist kişilik
Judith Wyatt ve Chauncey Hare, Amerikan Psikiyatri Derneği teşhis el kitabında narsisist kişiliği, klinik olarak sosyal özürlü olan ve korktuğu kişileri kontrol altında tutmak için elindeki gücü kullanmaya kendisini yetkili gören, gerçekten ziyade gösterişli bir hayal ortamında yaşayan; kendisini sürekli olarak diğerlerinden üstün gören ve bunun kabul edilmesini arzulayan kimselerde görülen zihinsel bozukluk olarak tanımlamaktadırlar. İnsanlar genellikle, başkasını o kişi kim olduğu için değil,kendilerine neyi temsil ettiğine bakarak rahatsız ederler: haset,kıskançlık,büyük hedefler ve meydan okumalar, mobbingin temel nedenleridir. Çalışanlar, yüksek performanslı birini, kendilerine meydan okuyor gibi algılayıp içerleyebilir bunun sonucu olarak da, mobbinge başlayabilirler, çünkü performansları kendilerinden daha iyi ve daha üretken birisininkiyle kıyaslanacaktır. Basamakları kendi performansları ile çıkmak yerine, yollarına çıkanı yok ederek tırmanmaya çalışırlar.
Mobbingciler neden nadiren yalnızdır ?
Benlik duygusu zayıf kişiler, destek buldukları bir grubun içindeyken, kendilerini daha güvende hissederler. Kendi vicdanlarına kulak vermeye cesaretleri olmadığı için, akbabalık yaparlar. Kimliklerini daha güçlü olduğuna inandıkları, saygı duydukları ve putlaştırdıkları biri ile iş birliği yaparak bulurlar.
Grup tarafından yönlendirilmek ve onun bir parçası olmak gereksinimi, farklı olunursa dışlanılabileceği korkusudur. Genellikle iş arkadaşları mobbinge, kendilerine göz dağı verilmesi nedeniyle ya da tepki görme korkusu ile katılırlar. Eğer katılmazlarsa, bu defa kendileri tehlikeye girebilecektir.
Mobbing Nerede Olur?
Mobbing her iş yerinde ve her türlü kuruluşta olabilir. Mobbinge yol açan ve devam etmesine neden olan örgütsel etmenler kötü yönetim, yoğun stresli işyeri, monotonluk, yöneticilerin inanmaması ve inkarı, ahlak dışı uygulamalar, yatay organizasyonlar, küçülme, yeniden yapılanma, şirket evlilikleri olabilir.” (Davenport et al., sourtmes.org, sendika.org)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler.