Fort Worth

Los Angeles sonrası, bir başka kuzene doğru yola çıkıyoruz. Hava alanındaki görevliye çok içerliyorum, Türk pasaportu taşıdığım için pasaportu uzun uzun inceliyor. "Vize sayfasını göstereyim mi?" diye soruyorum, neredeyse uçağı kaçıracağız. "Vize aramıyorum" diye tersliyor. "Vizeden başka her şeye bakıyorum". Sinirden çıldırmak üzereyim, ama derin hislerimi kendime saklıyorum. Neyse ki uçuş kısa sürüyor.


Texas eyaletindeyiz. ABD'nin büyüklük sıralamasında on yedinci kentine, Fort Worth'de. Ev sahiplerimizin sakinliği, huzuru ve mutluluğu bize de sirayet ediyor. Harika birkaç gün geçiriyoruz. Bazılarımız pek memnun olmasa da, botanik bahçesini de ihmal etmiyoruz =)


Bu sefer de Houston'da yaşayan 20 yıllık arkadaşım O.C. ve ailesi ile buluşuyoruz, Stockyard'a, geçmişte büyük sürülerin geçişinin canlandırıldığı "cow parade"i izlemeye gidiyoruz. Longhorn denen canlıların iki boynuzu arasındaki mesafe neredeyse iki metre!


Bir sonraki durak Dallas, bayıldım bu kente. Benim bir yeri sevmem için gereken pek çok koşulu sağlıyor - sakinlik, güzel kahve, büyük bir kitapçı, güler yüzlü insanlar. JFK anıtını ve vurulduğu yeri de ziyaret ediyoruz.
 



Her güzel şey gibi bu ziyaretin de sonu geliyor, yola koyuluyoruz. İstikamet güney, epey güney: New Orleans.

Yorumlar