Ne okuyorum?

"Labirentin içinde sinir bozucu bir kolaylıkla ilerliyorlardı. Kapının üzerindeki tanrı kabartmalarını tanımakta hemen hemen hiç zorluk çekmemişlerdi. ...Yol boyunca karşılarına bir çok tılsım çıkmıştı ama anlaşılan Hitit büyücüleri bu labirente kendileri gibi birinin girebileceğini hiç hesaba katmamışlardı." Asabi tanrıçalar, sarhoş klarnetçiler, rütbesi sökülmüş subaylar, solaklar, geceliler... Yediler! 
İçinden kitaplar geçmekte olan son yazıda Erbain Fırtınası'ndan söz etmiştim. Saygın Ersin'in Zülfikar'ın Hükmü kitabındaki öykünün devamı niteliğindeki bu kitapla ilgili tek kusur, (dikkat! şpolyer) bir titan ve bir yarı tanrı arasındaki dövüş sahnesi. Çok abartılı. Kontekstin ve öykünün genel çizgisinin dışında kalan, sanki hikayeye başkası tarafından eklenmiş gibi duran bir eğretiliği var. Bunun dışında, yine çok iyi iş çıkarmış Saygın Ersin. Kitabın Pegasus Yayınları'ndan çıkmasını bekledim epeyce, ama Kara Kutu'dan okumak zorunda kaldım. 200. sayfa itibariyle editörün çok yorulmuş olduğunu söyleyebilirim, çünkü gözden kaçırdığı hataların sayısını unuttum.
Ardından, Selim İleri'nin Oburucuk Mutfakta'sını okudum. Oburcuk'un Edebiyat Kitabı, Evimizin Tek Istakozu ve Rüyamdaki Sofralar'ı bir arada sunmuş Everest Yayınları. Selim İleri'nin akıcı ve güzel Türkçe'sinden ve ehil kaleminden hayata gelenleri yeniden okumak size de iyi gelecek.


Can Yayınları'nın birkaç ay önce piyasaya sürdüğü Kırkmerak dizisinin ilk kitabını okudum sonra-bir-iki saatte. Saklı Lezzetler. Nefisti. Yazarı Laura Esquivel-Acı Çikolata'dan hatırlarsınız, çevirense Olcay Öztunalı. Eline sağlık. Büyülü gerçekçilik akımı temsilcilerinden Esquivel, Meksikalı kökleri ile Amerikalı hayatını, hippi yıllarını, büyükannesini, annesini, kızını ve bir mutfağın nasıl bir evin ve evde akan hayatın can damarı olduğunu leziz bir dille anlatıyor. Anılarını sayfaları çevirenlerle paylaşırken, hayata, ahir zamana, insanlara ve insanlığa dair duruşunu da serpiştiriyor sayfalara. Belki o kadar da yalnız değilizdir.

Özen Yula'nın Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan Öbür Dünya Bilgisi ve Hayat Bir Kere kitapları, rast geldiğim kitaplar. Daha evvel Özen Yula okumamıştım. oldukça etkileyici. "Sıradanlığın ötesine düşmüş sıradan insanlar, küçük ve renkli hayatlar" üzerine öyküler anlatıyor Öbür Dünya Bilgisi. Gılgamış'ın izini süren Hayat Bir Kere için ise, "Üç bin yıl önce yazılmış fakat yüzde altmışı bulunamamış bir efsane yeniden okurların karşısında. Bu defa da hayat kadar yarım bırakılmış ve eksik bir kitapla..." diyor arka kapak. Bitiremeden kaybettim-benim için gerçekten de yarım kaldı.



Şu an dağınık saçlı adam Neil Gaiman'ın American Gods'unu okuyorum. hugo, Nebula, Bram Stoker, SFX ve Locus ödüllü olan versiyonu değil ama - Headline Books'dan çıkan "yazarın istediği gibi" olanı. Director's cut tadında. Nasıl mutluyum... Ödüllü versiyondan 12.000 kelime daha uzun. Üstelik, yayınevi, koleksiyonerler için basmış bunu-750 adet de okuyucu kopyası basmış yanında vermek için, ki okuyanlar "sayfalara reçel bulaştırmaktan korkmadan okuyabilsin." Benim elimdeki de bir okuyucu kopyası tabii ki. "This is a work of fiction, not a guidebook" diye başlıyor. "Permission has neither been asked nor given for the use of real places in this story when they appear: I expect that the owners of Rock City are as perplexed as anyone would be to find their properties here. ...It goes without saying that all of the people, living, dead and otherwise in this story are fictional or used in a fictionalcontext. Only the gods are real." demiş ukala şey. Çok seviyorum bu adamı =)

Kırmızı-mavi logolu kitapçı zinciri okuma keyfimi mahvetmeden önce, tatil boyunca bu kitapları okumak niyetindeydim. Bizim ufaklığı Alphonse Daudet'yle de tanıştıracaktım, tıpkı benim o yaştaki halim gibi hayran kalacaktı Değirmenimden Mektuplar'a. Beyaz Diş'i okuyacak ve eve yeni gelen köpeği, her ne kadar o köpek asil bir kurttan çok şımarık sarışın kız çocuklarına benzese de, daha iyi anlayacaktı. Oysa haftalar önce verdiğim internet siparişi ne hikmetse yine "verilmemiş" göründüğünden hala elime geçemedi. Akıllanmıyorum, oysa bu aldatmacayı daha önce de yaptılar. İnternetten satış yapan ve tam olarak ertesi gün istediğiniz kitapları kapınıza gönderen efendi gibi şirketlerle çalışmak varken. "İkinci el Muhteşem Gatsbylerden kayık yapmak, komşunun ağacına âşık olmak, trende Ölümle karşılaşmak, bir gayda grubu tarafından takip edilmek... Tüm bunlar, Smith'in kırılgan karakterlerinin, tuhaflıklarla dolu yaşamlarına sanat ve dostlukla anlam katmaya çalışan figürlerin günlük hayatlarının bir parçası." diye tanıtılmış Ali Smith'in Bütün Hikaye ve Diğerleri kitabı. Acaip merak ediyorum. Neyse, geleceği yerden Godot gibi bir türlü gelemeyen kargomu beklerken, sıradaki kitap, Miyazaki'nin büyülü anlatımıyla izlediğimiz Yürüyen Şato'nun romanı.


Yorumlar